7 Şubat 2019 Perşembe

Geç kalınmış cevaplar...

Evet yine zamanın temposuna yetişemediğim günlerdeyim.Geçtiğimiz hafta yaptığım tatilin acısı çıkıyor...


Bol bol yağmur var bu aralar bizim buralarda..Bu yüzden söz verdiğim yürüyüş fotoğraflarını henüz çekemedim..Side'de agora meydanının kıyısında gizli bir yürüyüş yolum var.Oradan her geçtiğimde tüm Roma medeniyetini dolaşmış,çiçeklerinden toplamış hatta satıcı naralarını bile duymuş gibi oluyorum..Kimbilir neydi? O dönem bu pazarda satılan en kıymetli şey?Düşünüp dururum...En yakın zamanda bu gizli yolumu sizinle de paylaşacağım.Ama önce havanın açmasını ve yolun birazcık çiçeklenmesini bekliyorum..Bu huyumu da köyde geçen çocukluğuma borçluyum sanırım..Bahçenin birçok yerinde gizli oyun alanlarım vardı..En güzeli de boyumu geçen Hayıt otlarının arasına uzandığım yerimdi..Tabiki bir çok kişi gibi dünyayı en masum haliyle hatırladığım çocukluğumu,balon eteğimi,ilkbaharda derelerde balık diye yakaladığımız minik kocabaşları,çamurdan yaptığım oyuncaklarımı,23 Nisanda çiçeklerle süslediğimiz ilkokulumu özlüyorum..


Bu hafta yine çamurdan oyuncaklarımın yerini alan bu bebeklerle uğraştım..Bir hobi edinmek güzel de başka hiçbirşeyle uğraşası gelmiyor insanın..Yani açıkçası izlediğim filmlerde ki kıyafetlere bile bunu dikebilir miyim? diye bakıyorum..Artık daha çok hobi kitaplarına yöneliyorum ve evet en çok bu kitaplardan ilham alıyorum...



Tavşanlarla başlayan macerama ceylanlar ve tilda melek kızlarla devam ediyorum..Aslında hayata geçirmek istediğim başka başka projelerim de var ama tüm bu tempoya yetişmek için benden en az 2, ya da yok yok 3 tane daha lazım..


Atölyemde çalışırken her telden her türlü müziği dinliyorum ama çalışırken beni en çok gaza getiren şarkıları sırasıyla yazmam gerekirse;

1. Andrea Bocelli '' Funiculi,funicula''
2. Pavorotti '' La donna e Mobile''
3.Ezgi'nin günlüğü '' Kadıköy'de''
4.Anne Brun ve tüm şarkıları
5.Cem Karaca '' deniz üstü köpürür''
6.Olmazsa olmaz türküler
ve son olarak
7.Zeki müren her türlü şarkısı


***
Telefondan bloguma yazı yazmakta zorlandığımdan gecikmeli olarak yazdığım meydan okumalara tam hız devam.Bir sonraki yayında buluşmak ümidiyele,şimdilik hoşçakalın,
İjlal'iniz.

4 Şubat 2019 Pazartesi

meydan okuma bahane,bloguma kavuşmak şahane....

Tekrar burdayım .. Meydan okuma’nın 4.günü .. Dünü kaçırdığım için 3. Ve 4.günün sorusunu birleştirip yazıyorum... 3. Günün sorusu evde en çok pişen yemek ve tarifi imiş.. Yani ne desem bilemedim.Evde çocuklar olunca  tabiki en çok pişen yemek makarna veya pilav,köfte,patates :)) uzmanı olmadığım için bunlarla alakalı uzun yazılar yazmam biraz tuhaf olur ama en çok yaptığım turtayı anlatabilirim size,hatta geçenlerde yapmıştım.


Vazodaki dalın, turtayı gölgede bıraktığı bir fotoğraf kalmış arşivimde..Görüntüden anlaşılmasa da hindistancevizi ve bademin birleşen lezzetini hayal edebilirsiniz....Rafello çikolatasını ve Alman turtalarını seviyorsanız bu turtayı mutlaka deneyin..Tarifini çok çok defa yazdım instagram sayfamda..Geniş bir zamanda buraya da ekleyeceğim.
4.soruya gelince,sanki bu maddeyi arkadaşlarım eklemiş gibi..Çünkü onların en çok şikayet ettiği konu bu..Daha az dışarı çıkıyorum artık..Bugünü de evde geçirdim..bol bol internete takıldım,dikiş diktim..Dışarıya çıkmamak için bir sürü bahane uydurdum..Evet son zamanlarda çok kapattım kendimi,dışarıya çıkınca bol bol fotoğraf çekip telafi edeceğim..söz..



2 Şubat 2019 Cumartesi

meydan okumanın en güzel günü


Hediye almayı da vermeyi de çok severim..Hele hele saksıda yetiştirebileceğim bir çiçekse veya el yapımı bir eşya veya el yapımı kurabiye benzeri bir yiyecekse gözlerimden kalpler fışkırır...Bunun için özel bir günün gelmesini beklemem açıkçası..Hatta özel günlerde de öyle beklentiler içine girmem..
Aslında bugün tam da böyle bir hediye aldım...


Evim dergisinin bu ayki sayısında kendi yaptığım tavşanı gördüm..Hem de bir genç kızın annesiyle beraber dekore ettiği odasında kullanılmıştı...





Sevgili arkadaşım Nur'un bana bu jesti hayatımdaki en büyük başarının ne olduğunu hatırlattı...
Hayatımdaki en büyük başarı( ki bu konuda asla mütevazı olamayacağım) bir şekilde temasta bulunduğum insanları kalplerine göre seçmemdi..Evet bu konuda şanslı mıyım bilmiyorum ama ne güzel insanlar var etrafımda..Küçücük şeylerle mutlu olan ve mutlu edebilen insanlar...Bununla beraber kendisiyle çelişen,hiçbir erdemi olmayan insanların da çok çok uzağımda olduğunu görmenin rahatlığını da yadsıyamam...


Bir de bana göre hediyenin anlamını içinde taşıdığı niyet ve emek verilerek ortaya çıkıp çıkmadığı belirliyor.Mesela en sevdiğiniz rengi aklında tutan insanlar olsun mutlaka hayatınızda


Bir kavanoz reçele,bir kutu kurabiyeye,bir kase tarhanaya, yetiştirebileceğiniz bir çiçeğe kim hayır diyebilir ki:))
Etrafınızdan güzel kalplerin eksik olmaması dileğiyle, bugünkü meydan okumayı da yerine getirip,teker teker sayfalarınıza doğru yola çıkıyorum...Sağlıcakla kalın,
İjlal'iniz...

1 Şubat 2019 Cuma

Bloga dönüş....

Uzun zaman önce başladığım blog yazarlığı macerama web sayfalarının özelleşmesi,İnstagram v.b sosyal ağların hızla hayatımıza girip pratikliği açısından vazgeçilmez oluşu yüzünden son vermiştim...Her ne kadar buranın samimiyetini,ilham verme veya alma açısından zengin içeriğini özlesek de diğer sosyal ağların pratik kullanımından vazgeçemiyoruz...


Böyle nazlı nazlı bebekler yapmaya kendimi kaptırıp gitmişken sevgili Ezgi'nin 28 günlük blog davetini gördüm...

İlk gün buraya neden tekrar başlamamız gerektiğini anlatmamız istenmiş..Bunun birçok sebebi var ama en önemlisi burada kendimi özel hissediyordum..Diğer taraflarda hiçbir özelimiz kalmadı gibi..Herkesin elinde akıllı telefonlar var ve doğal olarak  herkesin paylaşacak bir sürü konusu var..
Ne var ki bu paylaşımların çok çok azı bana buranın verdiği ilhamı veriyor..Zaten takip ettiğim 3,5 kişi var ve elimden geldiğince onlara dokunup birşeyler öğrenmeye bakıyorum...


Bir de burası bana kendimi daha güvende hissettiriyor..Kendimi daha doğru ve olduğu gibi ifade edebiliyorum.Belki uzun uzun yazma fırsatı bulduğumuzdandır bunu tam olarak bilemiyorum.Nedense bu da ilginç geldi şimdi bana..Evet evet tam da böyle hissediyorum.Bir de buradan aldığım ilham sayesinde hobylerimi geliştirip, kendi işimi kurdum..Bana bu birikimi sağlayan burasıydı..


Yani anlayacağınız buranın bana kattığı çok şey var..Eminim hepinizin böyle hikayeleri vardır..Hepinizi tek tek okumak için sabırsızlanıyorum..Ama önce şu acemiliğimi üzerimden atmam lazım..Açıkçası bu kadar aradan sonra blogspotu kullanmada zorlanıyorum:))

 

son olarak böyle bir Challenge hazırlayan sevgili ezgi'ye çok çok teşekkür edip katılan tüm arkadaşlara sevgilerimi yolluyorum..
tekrar görüşmek üzere,
İjlal'iniz..